mdallstore.com

Susmak Derdi

Liste Fiyatı : 21,00
İndirimli Fiyat : 21,00 TL
Sepete Ekle
9786051854342
558623
Susmak Derdi
Susmak Derdi
21.00
Tüm öykülerini Kimse Bilmesin'de topladığımız Abdullah Ataşçı'dan yeni bir öykü
kitabı. Bu öyküler, yüzyıllık bir Türkiye fotoğrafı, farklı bölgelerden, köklerden
insan manzaralarından acının ve kaderin kimliksiz olduğunu anlatıyor. Susmak
Derdi, zamanın azabında bu coğrafyanın ruh atlasında bir gezintiye çıkarıyor
okuru. Susmanın, nasıl büyük bir dert olduğunu sadece insanlara değil, doğadaki
en küçük bir varlığa dahi hissettiren Rukiye, 1915 senesinde Rize'de karşılıyor
bizi. Rukiye'den sonra şehirden şehre gidiyoruz. Susmanın başka bir hâlini bu
defa Sarkis'te, Mıhmığ'da, Lena'da ve diğerlerinde okuyoruz. En sonunda başka
bir dilde susmanın insanı nasıl çaresiz bıraktığını Samirra gösteriyor bize,
2019'da Ankara'da.
Kelimeler başta olmak üzere zaman içerisinde insanlar, aşklar, meslekler, evler,
yollar her şey değişiyor ama değişen pek bir şey yok aslında. Bu coğrafyanın
hikâyesi de kendini tekrar ede ede büyüyor. Susmak Derdi buna bir itiraz...
Yağmur yağmadı, kızıl bir ses geçti boşluktan. Boşluğun uzayan damarlarında bir
ânın pıhtılaşması vardı sonra. Yağmur yağsaydı, öyle bildiği gibi en sert hâliyle
can acıtan; onu kendine getirebilirdi. Yağmur yağsaydı, dağa bakardı örneğin;
orada köyünü, köyünün eski hâlini görürdü, sessizlik içinde bütün seslerini
giyinmiş bir çocuğun yüzü büyürdü ardından, çocuğu olurdu bu evvela, ardından
torunu.
Yağmur yağmadı, pörsümüş bir görüntünün ucunda duruyordu, bundan emindi
artık. Tenine batıyordu bu bilmek hâli, canı acıyordu. Göğe bakıyordu, dağılmış
ince bir hamur gibi açılan bulutlara... Göğün bu hâline bir anlam veremiyordu.
  • Açıklama
    • Tüm öykülerini Kimse Bilmesin'de topladığımız Abdullah Ataşçı'dan yeni bir öykü
      kitabı. Bu öyküler, yüzyıllık bir Türkiye fotoğrafı, farklı bölgelerden, köklerden
      insan manzaralarından acının ve kaderin kimliksiz olduğunu anlatıyor. Susmak
      Derdi, zamanın azabında bu coğrafyanın ruh atlasında bir gezintiye çıkarıyor
      okuru. Susmanın, nasıl büyük bir dert olduğunu sadece insanlara değil, doğadaki
      en küçük bir varlığa dahi hissettiren Rukiye, 1915 senesinde Rize'de karşılıyor
      bizi. Rukiye'den sonra şehirden şehre gidiyoruz. Susmanın başka bir hâlini bu
      defa Sarkis'te, Mıhmığ'da, Lena'da ve diğerlerinde okuyoruz. En sonunda başka
      bir dilde susmanın insanı nasıl çaresiz bıraktığını Samirra gösteriyor bize,
      2019'da Ankara'da.
      Kelimeler başta olmak üzere zaman içerisinde insanlar, aşklar, meslekler, evler,
      yollar her şey değişiyor ama değişen pek bir şey yok aslında. Bu coğrafyanın
      hikâyesi de kendini tekrar ede ede büyüyor. Susmak Derdi buna bir itiraz...
      Yağmur yağmadı, kızıl bir ses geçti boşluktan. Boşluğun uzayan damarlarında bir
      ânın pıhtılaşması vardı sonra. Yağmur yağsaydı, öyle bildiği gibi en sert hâliyle
      can acıtan; onu kendine getirebilirdi. Yağmur yağsaydı, dağa bakardı örneğin;
      orada köyünü, köyünün eski hâlini görürdü, sessizlik içinde bütün seslerini
      giyinmiş bir çocuğun yüzü büyürdü ardından, çocuğu olurdu bu evvela, ardından
      torunu.
      Yağmur yağmadı, pörsümüş bir görüntünün ucunda duruyordu, bundan emindi
      artık. Tenine batıyordu bu bilmek hâli, canı acıyordu. Göğe bakıyordu, dağılmış
      ince bir hamur gibi açılan bulutlara... Göğün bu hâline bir anlam veremiyordu.
      Stok Kodu
      :
      9786051854342
      Boyut
      :
      135-195
      Sayfa Sayısı
      :
      234
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2019-10
      Kapak Türü
      :
      Karton
      Kağıt Türü
      :
      2.Hamur
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat
Stokta yok